Haberler:

SMF - Henüz Yeni Yüklendi!

Karesi Beyligi

Başlatan sindirgidedeler, 29 Ağustos 2011, 05:27:09

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.


   
Karesi beyligi  
               Danişmendliler Beyliği (1092-1178) Karesi beyliğini kuran Karasi (Kara Isa) Dabişmentli soyundan geldiği için Danişmendli beyliğini de bilmek gerekir diyerekten bu kısmı ilave ettim.
             Anadolu'da fetihlere memur edilen Gazi Ahmed Bey, Türkmenlere hocalık, öğretmenlik yaptığı için "Danişmend" lâkabı ile anılıyordu. Danişmend Gazi Ahmed Bey, Kızılırmak ve Yeşilırmak dolaylarını ele geçirmişti. Emir Danişmend'in Bizanslar ile bir savaşta ölen Battal Gazî (öl. 740)'nin neslinden geldiği söylendiği gibi, onun Anadolu fâtihi Sultan Süleymân b. Kutalmış'ın dayısı olduğu da rivayet edilmektedir. 1086'da Süleymanşah ölünce gücünü arttırdı. I. Kılıçarslan'ın Haçlılarla yaptığı Savaşlara katılarak başarı gösterdi. Antakya Prensi Bohemond'u esir aldı ve Malatya'yı ele geçirdi. Bu prensin serbest bırakılmasını isteyen Kılıçarslan'la arası açıldı ve aralarında savaş çıktı. Bu savaşta Gazi Ahmed Bey yenildi ve 1106'da öldü.
            Bu Türkmen hanedanının kuvvet merkezi aslında, Kuzey Anadolu'da Tokat, Amasya ve Sivas çevresinde idi.. Ancak Danişmend'in asıl adının Taylu olduğu ve hocalık yaptığı biliniyor. Buna göre Emîr Danişmend 1080 yılında Sivas'a gelmiş ve hiçbir mukavemetle karşılaşmadan burada yerleşmişti. Daha sonra Yeşilırmak havzasında fetihlerde bulundu, Niksar'ı muhasara ve zabtetti (1097'den önce). Emîr Danişmend Anadolu'daki emîrler arasında mücadelelerden yararlanarak devletinin hudutlarını genişletmiş, Haçlı Seferleri'nin başlaması ile batıdan gelen bu yeni düşmana karşı çetin mücadelelere katılmıştır. Türkiye Selçuklu sultanı I. Kılıç Arslan, Iznik önünde doğuya çekildikten sonra, Haçlılara karşı Emîr Danişmend ve Kapadokya Emîri Hasan ile birleştiler. Bu müttefik Türk ordusu 1 Temmuz 1097'de Darylaeum (Eskişehir) civarında Haçlılara karşı savaşa tutuştu, fakat Türkler ağır kayıplar vererek çekilmek zorunda kaldılar.                   
                  Haçlıların ulaşamadıkları yerlerde Danişmendliler faaliyetlerini sürdürdüler ve 1098 yılında Bayburt'u aldılar. 1101yılında muhtelif batılı prenslerin idaresindeki üç büyük Haçlı ordusu peşpeşe Anadolu'ya girdi. Emîr Danişmend, Haçlılara karşı I. Kılıç Arslan ile birleşerek onları perişan etti. Danişmend Gazî bu zaferlerden sonra derhal Malatya'nın üzerine yürüyerek orayı zabtetti (1103). Danişmend Gazî 1106 yılında öldü.
                Yerine oğullarından Emîr Gazî geçti. I. Kılıç Arslan ise Danişmend'in ölümünden yararlanarak Malatya'yı ele geçirmişti (1105). Ancak Türkiye Selçuklularının bu üstün durumu I. Kılıç Arslan'ın ölümüne kadar sürdü (1107). Emîr Gazî Selçuklu şehzâdelerinin taht kavgalarına karışmış ve bu şehzâdelerden damadı olan Mes'ûd'u destekleyerek, onun Konya'da sultan olmasını sağlamıştır (1116). Daha sonra 1127'de Kayseri ve Ankara'yı zabtetti. Böylece Emîr Gazî, Sultan Mes'ûd'un arazisi dışında, Fırat'dan Sakarya kaynaklarına kadar uzanan Orta ve Kuzey Anadolu'ya hâkim oluyor ve Danişmendliler Anadolu'daki devletlerin en kudretlisi haline gelyordu.
               Emîr Gazî daha sonra Çukurova'ya girerek Ermeni Leon'u itaate mecbur ediyordu (1131). Bizanslılar, Haçlılar ve Ermenilere karşı zaferleriyle Türk-Islâm dünyasında haklı bir şöhret ve hürmet kazandı. Bu sebeple Bağdad Halîfesi el-Müsterşid ve Büyük Selçuklu sultanı Sencer onun "melik" unvanını tasdîk etmişlerdi. Yerine geçen oğlu Melik Muhammed de Haçlılar ve Ermeniler ile savaştı. Melik Muhammed'in ölümü ile (1142), Danişmend Devleti'nin temelleri taht mücadeleleriyle sarsılırken, Anadolu'da üstünlük yavaş yavaş Selçuklulara geçiyordu. Muhammed'in oğulları ile kardeşleri arasında taht mücadeleleri başladı. Kardeşi Yağı-basan Sivas'da kendisine hükümdar ilân ederken, öteki kardeşi Ayn ed-Devle, Elbistan ve Malatya'da aynı yolu takip etmişti. oğlu Zû'n-Nûn ise Kayseri'yi aldı. Böylece bir müddet için Danişmendlilerde birbirine rakip üç şube meydana çıktı.
                 Danişmendlilerin üçe bölünmesi Türkiye Selçuklu sultanları için bulunmaz bir fırsattı. Bu durumdan yararlananların başında II. Kılıç Arslan geliyordu. O, muhtelif zamanlarda Sivas şubesinin işine karıştı. Nihayet 1169'da Kayseri ve Zamantı'yı zabtetti. Zû'n-Nûn, Suriye'de Atabeg Nûr ed-Dîn Mahmûd'un yardımı ile tekrar Anadolu'ya döndü ve Sivas şehri ile Danişmendli ülkesinde hüküm sürmeğe başladı. Ancak Nûr ed-Dîn Mahmûd'un ölümü II. Kılıç Arslan iyi bir fırsattı. Zû'n-Nûn'u ortadan kaldırmak için önünde artık hiçbir engel kalmamıştı. Derhal harekete geçerek Danişmendlilere ait Sivas, Tokat, Niksar ve Amasya gibi şehirleri zabtetti (1175). Zû'n-Nûn ise Bizans imparatoruna sığındı. Malatya'da ise 1162'de ölen Zülkarneyn'in üç oğlu arasında anlaşmazlık mevcuttu. Bunlardan Nâsır ed-Dîn Muhammed, bir süre II. Kılıç Arslan'ın vassalı olarak hüküm sürdü.
                 Daha sonra, II. Kılıç Arslan 1178'de Malatya'ya giderek, Danişmendlilerin burada hüküm süren koluna da son verdi ve böylece Anadolu'nun birliğini sağlamış oldu. Bundan sonra Danişmendli ailesine mensup emîrlerin bir kısmı Selçukluların hizmetine girdiler. Danişmendlilerin XII. yüzyılda yaptıkları câmiler orijinal şekilleri ile zamanımıza kadar gelmemiştir. Onlara ait oldukları tespit edilen birkaç câmi, medrese ve kümbet vardır. Câmilerden; Niksar Ulu Câmii, Kayseri Ulu Câmii, Kayseri Kölük Câmii ve Sivas Ulu Câmii değişiklikler ve ilavelerle zamanımıza kadar gelmiştir. Danişmendlilerden Yağı-basan biri 1151-2'de Tokat'da, öteki 1157-8'de Niksar'da olmak üzere iki medrese yaptırmıştır. Danişmenlilerden zamanımıza altı kümbet (türbe) kalmıştır. Bunlardan hanedanın kurucusu Emîr Danişmend'e nisbet edilen türbe Niksar'dadır ve ötedenberi bir ziyaretgâh kabul edilmektedir.


         Karesi Beyliği Veya Karesioğulları Beyliği                   
            Anadolu Selçuklu Devleti'nin gerilemesinden sonra Oğuz boyları tarafından Balıkesir-Çanakkale yöresinde kurulan Anadolu Türk Beyliğidir. Bu yöredeki ilk Türk devletidir.
             Karesi Beyliği, komşusu olan Osmanoğulları Beyliği'nin genişlemesiyle bu beyliğe katılmıştır. Böylece Osmanlı hakimiyetine katılan ilk beylik olmuştur. Ilerleyen dönemlerde Osmanlı Devleti içinde bu bölgede Karesi Sancağı kurulmuştur. Karesi beylerinin ve ileri gelen şahıslarının, Osmanoğullarının egemenliği altına girmelerini takiben, Osmanlı Devleti'nin Rumeli topraklarında yayılmasında büyük katkıları olmuştur. Balıkesir ili Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarına kadar idari taksimatta Karesi ismini taşımıştır.
  Konu başlıkları
1 Etimolojisi
2 Tarihi
a) Kuruluşu
b) Karesi Bey dönemi
c) Yıkılışı
3 Yönetim biçimi
4 Karesi Beyliği'nin toprakları
5 Soyağacı
6 Kaynaklar
                  Etimolojisi
       Bölgeye özel isim olan "Karesi" kelimesi de Kara Isa adlı komutanın isminden doğmuştur.[8] on dördüncü asrın başlarında Balıkesir ve Çanakkale taraflarında kurulmuş Türk beyliği. Bu âile soy îtibâriyle 11. yüzyılın ikinci yarısından sonra Orta Anadoluda bir devlet kurmuş olan Melik Dânişmend Gâziye dayanır. Türkiye Selçukluları, Dânişmendlilerin 1175 yılında Sivas, 1178de Malatya koluna son vererek bu devleti ortadan kaldırdı. Sonra Dânişmendli âilesi mensupları Selçukluların hizmetine girerek Bizans hudutlarında uç beyi olarak vazîfe aldılar. Karasi Beyliği Balıkesir, Aydıncık, Bergama, Edremid, Ayazmend, Bigadiç, Başkelenbe, Ezine ve Eski Truvaya hâkim oldu. Karasi Bey, 1384te Türk fütûhatına karşı Bizanslılara yardıma gelen Katalanlıları Erdelde bozguna uğratarak, geri çekilmeye mecbur bıraktı. Moğollar önünden kaçan Saru Saltuk Türklerini kendi beyliği arâzisinde yerleştirmek sûretiyle bölgedeki Türk nüfûsunun artmasına gayret etti.
                            Tarihi
            Kuruluşu
            Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Oğuz boyları, Anadolu'nun batısına yerleşmişler ve buralarda Uç Beylikleri kurmuştur. Uç Beyliklerinin görevi ise Anadolu Selçuklu Devleti sınırını korumaktır. Marmara sahilleri, Çanakkale bölgesi, Edremit Körfezi, Kizikos ile sınırlandırılan bu bölgeye, Anadolu Selçuklu Devleti'nin önemli komutanlarından Karesi Bey (Kara Isa), babası Kalem Bey ve Germiyanoğlu Yakup Bey, beraberinde büyük bir Türkmen grubu ile gelmiştir. Balıkesir ve çevresinin alınmasında Germiyanoğullarının katkısı olmuştur. Karesi Bey, Anadolu Selçuklu Devleti'nde Marmara ve Ege kıyılıarının yönetiminden sorumlu bir uç beyi olduğu için kendisine Sahiller Emiri anlamına gelen Emir-ül Savahil ünvanı verilmiştir. Karesi Bey'in soyu, Danişmendlilerin kurucusu olan Danişmend Gazi'den gelmektedir.[2][10] Anadolu Selçuklu Devleti'nin yıkılmasından önce diğer Uç Beyleri gibi Karesi Bey de Batı Anadolu'daki Büyük ve Küçük Misya'da bağımsızlığını ilan ederek, bölgede Karesi Beyliği'ni kurmuştur. Karesi Beyliği'nin kuruluş tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte 1296 ile 1300 yılları arasıdır. Fakat Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlı uç beylerinin büyük bir çoğunluğu 1299 yılında bağımsızlıklarını ilan ettikleri için Karesi Beyliği'nin kuruluş tarihi 1299 yılı kabul edilmektedir.[3]
           Karesi Bey dönemi
           Bizans Imparatoru II. Andronikos Palaiologos, Batı Anadolu'daki Türk yayılmasını önlemek için Alanlar ile işbirliği yapmıştır. 1300 yılında oğlu IX. Mikhail Palaiologos komutasındaki Bizans-Alan kuvvetleri, Manisa'daki Gediz Nehri civarında karargâh kurmuşlardır. Karesi orduları ile savaşan Bizans-Alan kuvvetleri başarısız olmuş, Alanlar geri çekilip savaşı bırakmışlardır.[9] 1301-1302 yıllarında topraklarını savunamayan II. Andronikos Palaiologos, paralı asker olarak kiraladıkları adamları Karesi Türkmenleri üzerine salmıştır. 1304 Ocak ayının ilk günlerinde Bizans Imparatorluğu, Katalan Paralı Asker Birliği adlı bir askeri birlik kiralayıp bu askerleri Kizikos bölgesine göndermiş ve bu bölgenin altı mil ötesinde bir su kenarında eşleri ve çocukları ile yaşayan, Edincik bölgesine yerleşmek isteyen bir Türk boyunu katletmiştir.[2][11] Katalanların ani hücumuna uğrayan Türkler, beş bine yakın kayıp vermiştir. Katalanlar, on yaşın üzerinde bütün erkekleri öldürmüş, bölgeyi yakıp yıkmıştır.[12] Ilhanlı Devleti veziri Emir Çoban, Anadolu'ya teftişe geldiğinde Ulubey makamında bulunan Germiyanoğulları Beyi Yakup Bey kendine bağlı beyler ile birlikte Emir Çoban'ın makamına giderek bağlılıklarını arz etmişlerdir. Bu beylerin arasında Karesi Bey de vardır.[13]


Balıkesir'de bulunan Karesi Bey türbesi
           Anadolu Selçuklu Devleti'nde Sarı Saltuk ismindeki bir reis kumandasında, 10.000 ile 20.000 arası nüfusları olan Batıni mezhebindeki[6] bir Türkmen aşireti, Sinop sahillerinden gemilere binerek önce Kırım'a oradan da Aktav Tatarlarının reisiŞehzade Nogay'ın emri ile Rumeli'deki Dobruca (Dobriçe) bölgesine ve 1264 yılında Kiligria-Romanya'ya geçmişler ve oralara yerleşmişlerdir.[14] Hoca Ahmet Yesevi'nin halifelerinden biri olan Sarı Saltuk, Hacı Bektaş-ı Veli'ye yardım için gönderilmiştir.[8] Sarı Saltuk'un 1280-1281'de Babadağ'da ölmesi üzerine, daha fazla Bulgar ve Rumların baskısına dayanamayan Türkmenlerin bir kısmı 1306 yılında Ece Halil adlı bir reisin emrinde gemilere binip Trakya üzerinden Çanakkale-Lapseki Yöresi'ne geçmiştir.[14] Bütün eşya ve hayvanatıyla bu topraklara gelen Türmenler, Karesi Bey tarafından iyi karşılanarak Karesi ve havalisinde iskan edilmişler[3] ve beyliğin topraklarının değişik bölgelerine ve özellikle Kaz Dağı'nın kuzey eteklerine Dağobası ve Evciler bölgesine yerleşmişlerdir. Bu Türkmenlerin önemli bir kısmı da bugün Havran'a bağlı Sarnıçköy'nü yurt tutmuşlardır.[15] Bu halkŞamanist inanacına göre kutsal sayılan Kaz'ın adını da Ida Dağı'na vermişlerdir.[14] Karesi topraklarına yerleşen Türkmenler, bölgedeki Türk nüfus ve kuvvetleri artmıştır. Karesi Bey, kendi ismiyle anılan Beyliğinin sınırlarını, Bizans Imparatorluğu'nun zayıflığından ve beraberinde bulunan Ece Halil'in adamlarından faydalanarak daha da genişletmiştir. Ayrıca Iç Anadolu'da Moğolların saldırılarından kaçan Türk boyları da Karesi Beyliği'ne sığınmıştır. Bu boylar arasında Çepni boyları da mevcuttur.[3]
             1308 yılında Bayramiç ve Ezine çevresinde bir Türkmen Prensliği kurulmuş fakat bu Beylik aynı yılda Karesi Beyliği'ne bağlanmıştır.[14] Karesi Bey, 1330 yılından önce ölmüştür. Tam ölüm tarihi bilinmemektedir. Karesi Bey ölünce onun için bir türbe yapılmıştır. Karesi Bey'den sonra Beyliğin başına Aclan Bey geçmiştir. Aclan Bey zamanında, Osmanoğulları Beyliği ile iyi ilişkiler kurulmuştur. Hacı Ilbey, Aclan Bey'in vezirliği hizmetinde bulunmuştur. Yine de Aclan Bey'in kimliği netlik kazanmamış, Demirhan Bey veya Yahşi Bey olduğu ileri sürülmüştür.
            Salak beylik gerizekalı bir beylik bu skın yazmayın ona göre Demirhan Bey geçmiştir. Aclan Bey'in ikinci oğlu Yahşi Bey ise Bergama'nın yöneticisi olmuştur. Aclan Bey'in küçük Dursun Bey ise Bursa'da Orhan Gazi yanında bulunmuştur. 1333 yılında seyyah Ibn Battuta, Balıkesir'i ziyaret etmiştir. Ibn Battuta seyahatnamesinde Demirhan Bey'den Mesalikü'l Ebsar ve Kitabü'l Tarif diye bahsetmiştir. Demirhan Bey, hem Marmara hem de Ege sahillerine kıyısı olan beyliğinde büyük bir donanma kurarak Rumeli'ye iki kere sefer düzenlemiştir. Karesi Bey'in ilk deniz seferi 1331 tarihinde 70 tekne ile Akdeniz'den Ferres'e (Ferecik, veya Kara Feriye) düzenlediği seferdir. Ikinci deniz seferi ise 1333 tarihinde 60 tekne ile Akdeniz'den Aynaroz Yarımdası'na düzenlediği seferidir. Bu yıllarda Karesi Beyliği, deniz gücü bakımından komşusu olan Osmanoğulları Beyliği'nden daha güçlüdür. Demirhan Bey halkına kötü davranmıştır. Bu durumdan şikayetçi olan halk ve beyliğin ileri gelenleri; Bursa'daki Dursun Bey'i davet etmiştirler. 1345 yılında Orhan Gazi ile birlikte gelen Dursun Bey, Bergama kalesine sığınan abisi Demirhan Bey tarafından öldürülmüştür. Bu duruma çok üzülen Orhan Gazi, halkın ve ileri gelenlerin de isteği üzerine 1361 yılında Karesi Beyliği topraklarını Osmanlı topraklarına katmıştır.
             Yıkılışı
             Kalem Bey ile oğlu Karasi Beyin hangi târihte vefât ettikleri belli değildir. Fakat bâzı kayıtlardan Karasi Beyin 1328 den evvel vefât ettiği anlaşılmaktadır. Karasi Beyden sonra beyliğin büyük kısmı ile merkez Balıkesire oğlu Demirhan hâkim oldu. Güneydeki Bergama ve havâlisi ise kardeşi Yahşıhanın idâresindeydi. Karasi Beyin üçüncü oğlu Dursun Bey ise, Osmanlı Hükümdârı Orhan Gâzinin yanına sığındı. Yahşî Bey, Bizanslılara karşı 1341 ve 1342 yıllarında iki defâ donanma ile Gelibolu Yarımadasına asker çıkardıysa da muvaffak olamadı. Bizans hükümdârı Kantakuzen ile anlaşma imzâlayıp, geri çekildi. Yahşıhan, 1345 ten önce vefât etti. Osmanlılara ilticâ eden Dursun Bey, kardeşi Demirhana karşı Orhan Beyden yardım istedi. 1345 yılında Orhan Bey ile berâber Balıkesir üzerine yürüdüler. Demirhan Bergamaya kaçtı. Kardeşiyle anlaşmak üzere Bergama önüne gelen Dursun Bey, kaleden atılan bir okla vurularak öldürüldü. Bu durumdan son derece üzüntü duyan Orhan Gâzi, Balıkesir ve çevresini Osmanlı ülkesine katarak, Bergamayı kuşattı. Demirhan müdâfaayı bırakıp teslim oldu. Bergamayı Osmanlı sınırları içine alan Orhan Gâzi, Demirhanı affederek Bursaya yerleştirdi. Bursada iki sene kadar yaşayan Demirhan Bey, 1347 yılında vefât etti. Karasi Beyliğinin Demirhana âit kısmının Osmanlılara geçmesi üzerine tecrübeli Karasi ümerâsından Hacı Ilbeyi, Evrenos Gâzi, Ece Halil ve Gâzi Fâzıl Bey, Osmanlı Devleti hizmetine geçtiler. Bu beyler Osmanlı Beyliğinin Rumelide yayılmasında büyük gayret sarf ettiler.
                Diğer taraftan Yahşi Beyin vefâtı ile Truva taraflarına Süleymân Bey hâkim oldu. Süleymân Beyin Yahşı Han ve Demirhandan hangisinin oğlu olduğu bilinmemektedir. Bizans tahtı için mücâdele eden Kantakuzen, düşmanlarına karşı düştüğü zor durumdan Süleymân Beyin 1343te gönderdiği kuvvetler sâyesinde kurtulabildi. Yine 1345 yılında Kantakuzene yardıma giden Aydınoğlu Umur Beyin yanında Süleymân Bey de vardı ve Rumeli sâhiline Karasioğulları gemileri ile geçildi. Süleymân Beyin Truva ve Çanakkale yöresindeki hâkimiyeti 1360 yılına kadar devâm etti. Ancak 1361 yılında Osmanlı tahtına geçen Birinci Murâd Han Karasioğullarına âit bu sâhil bölgesini zaptetmek sûretiyle beyliğe son verdi. Karasioğullarına dâir şimdiye kadar mevcut eser, kitâbe ve sikke bulunamamıştır.
Karasioğulları Beyleri Tahta Geçişi
Karasi Bey (takriben) .............................. 1297
Demirhan (Balıkesirde) .............................. (?)
Þücaeddin Yahşihân (Bergamada) ............ (?)
Süleyman Bey (Truvada) .......................... (?)
Osmanlı hâkimiyeti ................................ 1360
                   Yönetim biçimi
  Anadolu Beylikleri
Anadolu Selçuklu Devleti Tarihî ve çağdaş Türk devletleri I.Dönem
Mengüçlü Beyliği (1072 - 1277)
Çaka Beyliği (1081 - 1098)
Dilmaçoğulları Beyliği (1085 - 1192)
Çubukoğulları Beyliği (1085 - 1092)
Danişmendliler (1092 - 1178)
Saltuklu Beyliği (1092 - 1202)
Inaloğulları Beyliği (1098 - 1183)
Ahlatşahlar Beyliği (1100 - 1207)
Artuklu Beyliği (1102 - 1408)
Erbil Beyliği (1146 - 1232)
Çobanoğulları Beyliği (1227 - 1309)
Yaruklular Beyliği (1040 - 1200)
II. Dönem
Karamanoğulları Beyliği (1256 - 1483)
Inançoğulları Beyliği (1261 - 1368)
Sâhipataoğulları Beyliği (1275 - 1342)
Pervaneoğulları Beyliği (1277 - 1322)
Tacettinoğulları Beyliği (1303 - 1415)
Kutluşahlar (1340 - 1393)
Bafra Beyliği (? - 1460)
Kubatoğulları Beyliği (1318 - 1428)
Hacıemiroğulları Beyliği (? - 1427)
Taşanoğulları Beyliği (1350 - 1398 )
Menteşe Beyliği (1280 - 1424)
Dobruca Beyliği (1281 - 1299)
Candaroğulları Beyliği (1299 - 1462)
Karesi Beyliği (1297 - 1360)
Germiyanoğulları Beyliği (1300 - 1423)
Hamitoğulları Beyliği (1301 - 1423)
Saruhanoğulları Beyliği (1302 - 1410)
Aydınoğulları Beyliği (1308 - 1426)
Tekeoğulları Beyliği (1321 - 1390)
Ramazanoğulları Beyliği (1325 - 1608)
Eretna Beyliği (1335 - 1381)
Dulkadiroğulları Beyliği (1339 - 1521)
Ahiler (1290 - 1354)
Kadı Burhaneddin Ahmed Devleti (1381-1398)
Eşrefoğulları Beyliği (1280 – 1326)
Berçemeoğulları Beyliği (12. yüzyıl)
                 Karesi Beyliği'nin toprakları
Bugünkü Balıkesir Vilayetinin tamamı (Marmara Adaları hariç); 1.Balıkesir
2.Dursunbey
3.Edremit
4.Susurluk
5.Burhaniye
6.Ayvalık
7.Gömeç
8.Gönen
9.Sındırgı
10.Savaştepe
11.Bigadiç
12.Kepsut
13.Ivrindi
14.Manyas
15.Gönen
16.Bandırma
17.Erdek
18.Havran
Bugünkü Çanakkale Vilayeti (Biga, Bozcaada ve Gökçeada hariç)
19.Ezine
20.Ayvacık
21.Bayramiç
22.Çan
23.Yenice
24.Çanakkale
Bugünkü Izmir Vilayetinden;
25.Bergama
26.Kınık
27.Dikili
Bugünkü Manisa Vilayetinden;
28.Soma
29.Akhisar
30.Kırkağaç
31.Demirci
32.Gördes
Karesi beylerinin soyu
1-Danişmend Ahmet Gazi (ö. 1104)
2-Kuşak
    a)Ismail
    b)Gümüştekin
    c)Melik Gazi (ö. 1134)
    d)Ibrahim
    e)Yağısıyan
3-Kuşak
    a)Melik Mehmed (ö. 1143)
    b)Yağıbasan (ö. 1104)
    c)Yağan
    d)Aynüddevle
4-Kuşak
    a)Zünnun
    b)Muzaffereddin Mahmud Bey
    c)Zülkarneyn
5-a)Nizameddin Suhrab Bey
6-Yağdı Bey
7-Kalem Bey
8-Karesi Bey
9-Aclan Bey
10-Kuşak
      a)Yahşi Bey
      b)Demir Han Bey
      c)Dursun Bey
11-a)Süleyman Bey (Yahşi bey'in oğlu)
      b)Cuce Han Bey (demirhan bey'in oğlu)
12-Mustafa Bey (Süleyman bey'in oğlu)
13-Mustafa bey'in oğulları
      a)Kutlug Melik
      b)Isa Bey
Kaynaklar
1. ^ a b Amblem/Logo (Türkçe). Balikesir Belediyesi.
2. ^ a b c Tarihçe (Türkçe). Balikesir Belediyesi.
3. ^ a b c d Ismail Hakkı Uzunçarşılı "Karesi Vilâyeti Tarihçesi" , Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı (2000), sf.68. ISBN 975-94473-3-9.
4. ^ Zerrin Günal "Karasi Beyliği" , Türk Tarih Kurumu Yayınları (1999), ISBN 9751610028.
5. ^ Niyazi Akşit-Ferruh Sanır. "A'dan Z'ye Genel Bilgi Ansiklopedisi", (1981) sf.790.
6. ^ a b I. Hakkı Uzunçarşılıoğlu. "Anadolu Beylikleri ve Akkoyunlu, Karakoyunlu Devletleri", (1937) sf.33,34,35.
7. ^ "Balıkesirim", (2005) sf.61,65. Balıkesir Belediyesi Bülteni, bağlantı
8. ^ a b c d Dr. Abdülmecit Mutaf. Salnâmelere Göre Karesi (1847-1922), (2003) Zağnos Kültür ve Eğitim Vakfı, sf.6,7., ISBN 975-94473-5-5.
9. ^ a b Karasioğulları Beyliği (Türkçe). Enfal.
10. ^ Tarihçe (Türkçe). T.C. Balıkesir Valiliği.
11. ^ Compagnie catalane (Fransızca). Fransızca Vikipedi (Wikipédia en français)
12. ^ Tarihçe (Türkçe). T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Bandırma Ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü.
13. ^ Aksaraylı Kerimeddin Mahmud. "Müsameret-al Ahyar ", sf.42.
14. ^ a b c d "Balıkesirim", (2007) sf.116,117. Balıkesir Belediyesi Bülteni.
15. ^ Tarihçe (Türkçe). Havran Belediyesi.   



 
TÜRKIYE TANITIMI









Linkback: Karesi Beyligi
  • Gösterim 17,592 
  • Balıkesiri Tanıyalım
  • 2 Yanıtlar




KARESIOÐULLARI

Karesi oğulları beyliği Danişment Gazı’nın soyundan gelmektedir. Danişment oğullarının Selçuklulara katılmasıyla birlikte Batı Anadolu’da uç beyliği oldular. Zamanla Bizans'a ait toprakları ele geçirerek Marmara kıyılarına kadar çıktılar. Bunlardan Kalem şah Bey ve Karesi Bey Balıkesir fethederek beyliğin merkezi yaptılar. Zamanla beyliğin sınırlarını genişlettiler. Bizans, Marmara kıyılarından uzaklaştırılarak Çanakkale de Karesi topraklarına katıldı.

Karesi Beyden sonra Demirhane Bey, merkezi Balıkesir olan bölgeye Yahşi Bey de Bergama çevrelerine hakim olarak , beyliklerini sürdürdüler. Osmanlıların ikinci hükümdarı Orhan Beyin Balıkesir ve çevresini ele geçirmesinden sonra , Süleyman Bey, Çanakkale taraflarına hakim oldu. Yahşi Bey ve Süleyman Bey, Rumeli topraklarına geçtilerse de uzun süreli bir başarı elde edemediler.

Son zamanlarında Osmanlılara bağlanan Karesi oğulları Beyliği , sonunda bu devletin toprakları içine katıldı (1360). Anadolu’da Osmanlılara katılan ilk beylik Karesi oğullarıdır. Karesi oğullarının donanmaları da Osmanlı hakimiyetine geçti. Ayrıca Hacı Il beyi , Evreniz , Ece Halil ve Gazi Fazıl beyler gibi Karesi komutanları da Osmanlı hizmetine girdiler. Rumeli kıyılarına yapılan seferler dolayısıyla bu bölgeyi iyi tanıyan Karesi komutanları ,Gazi Süleyman Paşanın Rumeli harekatında çok yararlı oldular.

Osmanlıların Beyliği Alması

1354’de Osmanlı beyi Orhan Gazi, Balıkesir üzerine bir sefer düzenledi. Karesi oğulları beyliğinin merkezi olan Balıkesir’i ele geçirdi. O tarihlerde Bursa’da Dursun bey, kendisinin kardeşi Demirhane yerine bey olması koşuluyla Balıkesir, Aydıncık ve Bergama’yı Osmanlılara vereceğini açıklamıştı. Orhan Gazi , bu öneriyi kabul ederek, 1345’de Balıkesir üzerine geldi. Demirhan bey Bergama’ya çekildi. Ünlü komutanlarından Hacı Il beyi, Evrenos Gazi, Ece Halil, Gazi Fazıl beyler, Orhan beyin hizmetine girdiler. Daha sonra Orhan Gazi Dursun beyi Bergama’ya göndererek kardeşiyle barıştırmak istedi. Ancak kaleden atılan bir kurşunla Dursun bey şehit oldu. Ele geçirilen Demir Han bey Bursa’ya götürüldü ve 1347’de orada vebadan öldü.

I. Murat ise Çanakkale yöresini yöneten Süleyman beyin elinden buraları 1359’da ele geçirdi. Böylece Karesioğulları beyliği tarihe karıştı. Balıkesir bir sancak merkezi olarak Osmanlı yönetimine girdi.

Karesi Bey

Karesi oğulları Beyliğinin kurucusudur. Ataları Anadolu’ya ilk gelen Türklerden Malatya yöresinde Danişmentoğulları Beyliğini kuran Melik Danişment tir. Bu beylik 12. Yy. da Anadolu Selçuklu Devletine bağlanınca , beyliğin ileri gelen emirleri ,batıya yöneldiler ve bir kısmı Bizans topraklarına geçtiler. Danişmentli hükümdarı Nizamettin Yağıbasanın oğlu Zahirettin ili ,Muzafferettin Mahmut, Bedrettin ve Sinanettin adındaki üç kardeş , Selçuklu Sultanı III. Kılıçaslan ile uyuşamadılar. Bizans imparatoru ile bağlaşarak 1204 te I. Gıyasettin Keyhüsrev’in Anadolu Selçuklu sultanı olmasını sağladılar. Bunlardan Zahirettin Ili Gıyasettin Keyhüsrev zamanında pervanecilik görevine getirildi; oğlu Kalem Bey de Bizans sınırında uç beyi oldu. Kalemşahın oğlu Karesi Bey de kendisiyle uçta , Bizans aleyhine topraklar elde etmekteydi. Güçlü bir olasılıkla Germiyanoğullarıyla birlikte o zamanlar Misya adı verilen bugünkü Balıkesir topraklarını ele geçirdiler.

Karesi Bey, Balıkesir’i kendine merkez yaptı. Kenti kısa zamanda geliştirerek önemli askeri tesisler kurdu. Oğlu Demirhan , 1302’den sonra kısa zamanda Bergama , Sındırgı, Bigadiç, Edremit, Ayvalık ve Çanakkale’nin Troya ve çevresi beyliğin topraklarına katıldı. Karesi Bey öte yandan Moğollardan kaçarak gelen ailelerle birçok Türkmeni Balıkesir çevresine yerleştirdi.

Karesi Beyin ölüm tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak 1328’de Bizans imparatoru III. Andronikos , Kapıdağı yakınındaki Kyzikos kentine gelip Demirhane ile Çanakkale ve çevresindeki Bizans kasabalarına akınlar yapılmaması için anlaşma yaptığına göre, Karesi beyin bu tarihten biraz önce öldüğü tarihçiler tarafından ileri sürülmektedir.

HUDAVENDIGÂR

Osmanlılar döneminde önce Bursa kentine, daha sonra merkezi genellikle Bursa olan eyalet, vilâyet veya sancağa verilen ad.
"Hudavendigâr" sözcüğü Farsça olup, Türkçe karşılığı "hükümdar/büyük bey, hakan" anlamınadır. Bu sanı ilk kullanan veya kendisine bu sanın verildiği ilk Osmanlı padişahı Murat I'dir. Daha Orhan Gazi döneminde ilk yönetsel bölünme gerçekleştirilip de fethedilen topraklar "sancaklara bölündüğünde, Orhan'ın yönetimindeki Bursa'ya, dönemin siyasasıyla uyumlu biçimde "Bey sancağı" denilmişti. Ardılı Murat I, "Hudavendigâr" sanıyla anıldığı için, onun sancağı olan Bursa da "Hudavendigâr sancağı" adıyla anılmaya başlandı ve bu böylece süregeldi. Osmanlı Devleti'nin ilk dönemlerinde padişahlara hitap edilirken kullanılması zamanla benimsenen "hünkâr" sözcüğü de, "hudavendigâr"dan bozmadır.
Bursa'da yayımlanan ilk gazete olan Hudavendigâr'ın birinci sayısında, gazeteye bu adın konulmasının gerekçesi açıklanırken, vilâyetin bu adla anılışının nedeni de "hükümdarlığın kaynağı eski başkent" oluşuna bağlanarak şöyle denilmekteydi:
"Vilâyet-i mezkûrenin merkezi ohn Bursa memleketi, pâyitaht-ı kadîm-i saltanat menbâ-i hass (hükümdarlık kaynağı eski başkent) olmak ve merkez olan livanın 'Hudavendigâr' nâmı ile şöhret-i mefhareti (onurlandırıcı ünü) bulunmak cihetiyle. işbu ceridenin dahi ism-i mezkûr ile yâd olunması tensip kılındı (söz konusu adla anılması uygun bulundu)."
Değişik tarihsel dönemlerde Bursa'nın merkezi olduğu sancak (liva), eyâlet ve vilâyet sınırları içinde kalan yönetim birimleri (zaman içinde değişmekle birlikte) aşağıda gösterilmiştir:
Hudavendigâr Sancağı (Livası)
1530 yılı kayıtlarına göre bağlı kazaların (ilçe) başlıcalan şunlardı:
Inegöl, Ermenipazarı, Domaniç, Yenişehir, Söğüt, Göl, Taraklıyenicesi, Geyve, Akyazı, Akhisar, Göynük, Beypazarı, Mihalıççık, Sivrihisar, Kite, Mihalıç, Edincik, Gönen, Tuzla, Kepsut, Turhala (Soma yakınında) ve Bergama.
1738 tarihli bir kayıtta da bağlı kazalar şöyle sıralanmakta:
Bursa, Atranos (Orhaneli), Bayramiç, Beypazarı, Bergama, Harmancık, Domaniç, Söğüt, Soma, Kırkağaç, Sivrihisar, Kite (Ürünlü), Gemlik, Kirmastı (Mustafakemalpaşa), Kepsut, Gökçedag, Gölpazan, Gönen, Inegöl, Edincik, Lefke, Korupazarı, Mihalıç, Günyüzü, Mudanya, Tuzla, Taraklı, Torbalı, Yenişehir, Yarhisar, Pazarcık.
1785'te ise bağlılar şunlardı:
Bursa, Mudanya, Gemlik, Inegöl, Yenişehir, Lefke (Osmaneli), Söğüt, Gölpazan, Taraklı, Göynük, Edincik, Gönen, Bergama, Bayramiç, Soma, Tuzla, Mihalıç, Beypazarı, Kepsut, Gökçedag, Atranos, Kirmastı, Domaniç.
Hudavendigâr Eyâleti
XIX. yüzyılın başlarında, 1844'e değin Bursa, merkezi Kütahya'da bulunan Anadolu Eyâleti'ne bağlı bir sancak konumundadır.
1850'de ilk yayımlanan Salnâme'ye göre, eyâlet merkezi Bursa'ya taşınmış, vilâyetin adı Hudavendigâr olmuş ve bağlı sancaklar şöyle belirlenmiştir:
Karahisar-ı sahip (Afyon), Kütahya, Bilecik (Eıtuğml), Hudavendigâr, Erdek, Biga, Karesi (Balıkesir) ve Ayvalık.
1855'te Hudavendigâr Eyâleti'ne 8 liva (sancak/il) ve 124 kaza (üçe) bağlıydı. Bu livalar şunlardı:
Hudavendigâr (Bursa), Kocaeli, Ertuğrul (Bilecik), Kütahya, Karahisar-ı Sahip (Afyon), Karesi, Erdek ve Ayvalık.
Hudavendigâr vilâyeti
1867'cle Teşkil-i Vilâyet Nizâmnâmesinin uygulanması ile birlikte Hudavendigâr Vilâyeti'ne şu sancaklar bağlanmıştır:
Bursa Sancağı (6 kazalı), Karesi sancağı (6 kazalı), Karahisar-ı Sahip Sancağı (6 kazalı) ve Kütahya Sancağı (4 kazalı).
Bu dönemde Bursa merkez sancağının kazaları ise şunlardı:
Bursa merkez, Gemlik, Pazarköy (Orhangazi), Atranos (Orhaneli), Mudanya, Yalova, Karamürsel, Trilya (Zeytinbağı), Mihalıç, Kirmastı, Inegöl, Yenişehir, Pazarcık, Domaniç.
Kirmastı (Mustafakemalpaşa) ve Iznik daha sonra ilçe olacaktır.
1325 Salnâmesi'nde durum: 1325 H. (1907) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnamesinde vilâyetin sancak ve kazaları şöyle verilmekteydi:
1- Merkez (Bursa) Sancağı:
Bursa merkez, Gemlik, Mihalıç, Mudanya (bağlı Trilya ve Emirali nahiyeleri), Kirmastı, Atranos (bağlı Harmancık ve Gökçedağ nahiyeleri), Pazarköy (bağlı Cedid [Yeniköy] nahiyesi) ile toplam 658 köy.
2- Ertuğrul Sancağı:
Bilecik (bağlı Küplü, Yarhisar, Pazarcık, Lefke, Gölpazarı nahiyeleri), Söğüt (bağlı Bozüyük, Inönü, Mihalgazi nahiyeleri), Yenişehir bağlı Iznik nahiyesi), Inegöl (bağlı Domaniç ve Yenice nahiyeleri) kazaları ile toplam 533 köy.
3- Kütahya Sancağı:
Kütahya (bağlı Etrafşehr, Altıntaş, Gereği, Gümüş, Armut el i, Virancık, Tavşancık ve Eğrigöz nahiyeleri), Eskişehir (bağlı Seyitgazi nahiyesi), Uşak (bağlı Banaz ve Gübek nahiyeleri), Simav (bağlı Dağardı nahiyesi), Gediz (bağlıŞaphane nahiyesi) kazalarıyla toplam 955 köy.
4- Karahisar Sancağı:
Karahisar (bağlıŞııhut ve Sincanlı nahiyeleri), Sandıklı (bağlıŞıhlı, Kekler, Dazkırı nahiyeleri), Aziziye (bağlı Hanbarçin nahiyesi), Bolvadin (bağlı Ishaklar nahiyesi) kazalarıyla toplam 502 köy.
5- Karesi Sancağı:
Balıkesir (bağlı Giresun, Fırat, Kepsut, Balat, Bigadiç nahiyeleri), Ayvalık, Erdek (bağlı Edincik, Paşalimanı, Marmara nahiyeleri), Bandırma (bağlı Kapıdağ ve Manyas nahiyeleri), Edremit (bağlı Avniye nahiyesi), Burhaniye (bağlı Emrutâbât nahiyesi), Sındırgı, Gönen ve Balya (bağlı Ivrindi nahiyesi) kazalarıyla toplam 930 köy.
Hudavendigâr Vilâyeti toplamı: 5 sancak, 29 kaza, 49 nahiye ve 3 578 köy.


Paylaş delicious Paylaş digg Paylaş facebook Paylaş furl Paylaş linkedin Paylaş myspace Paylaş reddit Paylaş stumble Paylaş technorati Paylaş twitter
İçerik sağlayıcı paylaşım sitesi olarak hizmet veren sindirgidedelerkoyu..com sitemizde 5651 sayılı kanunun 8. maddesine ve T.C.Knın 125. maddesine göre tüm üyelerimiz yaptıkları paylaşımlardan kendileri sorumludur.Sindirgidedelerkoyu..com hakkında yapılacak tüm hukuksal şikayetleri İletişim sayfamızdan bize bildirdikten en geç 3 (üç) iş günü içerisinde ilgili kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde tarafımızca incelenerek gereken işlemler yapılacak ve site yöneticilerimiz tarafından bilgi verilecektir.
Footer menü
Hakkımızda
Bize Ulaşın
Biz Kimiz
Hizmetlerimiz